Nisan 30, 2011

Sardı Korkular '

Söyleyecek çok şeyin olduğu ama kelimelerin düğümlendiği yerdeyim belki. Dönüp dünyaya bakamıyorum. Çözümsüz yerlerde kendi kendime dolanıyorum. Kalbim kırık, bomboş herşey anlamsız. Konuşamıyorum.
Cevapsız kalıyo gelen tüm sorular. Bu yol nereye gidiyo? Geç bulduklarımı kaybetmeye mi, bişeyleri feda etmeye mi? Bilmiyorum. Herkes gibi kaybetmek istemiyorum ama sanırım elimde değil.
Ben neden böyle oldum; bu kadar düşüncesiz, çabuk kırılan, mutsuz, huzursuz.

Neden tekrar hiçbişey yerine gelip oturmuyo? Neden bu kadar geç kaldılar? Neden en önemli şeyleri bi yerlerde bıraktım ben? Şimdi olması gereken yerde, hakeden yere yapamıyorum bunları neden?

Hani ilişkide bazı dönemler vardır ya, 'rahat olmayı isteme' dönemleri. O dönemlerin birindeyiz şimdi. Elimizden her ne kadar gelmese de istediğimiz bu, itiraz etmeye gerek yok. Her konuşmada, her beraber olduğumuz anda, bişeyler kopup giderken bişeyler de yeniden bağlanıyo bize. Bunda bizim suçumuz yok, yaşamak en başta sebebi. Görmediğim, konuşmadığım her an seni özlediğim gibi bi gerçek. Öyle bi çizginin üzerindeyiz ki, incecik. Kopucak diye korkumdan çoğu zaman yürüyemiyorum. Susup kalmak istemiyorum ama elimde değil, konuşsam cevap versem sanki bu sefer sen susucaksın da bi daha hiç konuşmayacakmışsın gibi. Böyle yazınca anladım, aslında ne kadar çok şeyden korkuyomuşum ben. En önemlisi ben anladım ki, bizi ne zaman bu hallere getirsem tek sebebi 'korkularımmış.'
Korktuklarımı sana söylemekten bile korkuyomuşum meğer. Ne kadar yol almışız, zaman nasıl geçmiş anlayamamışız. Bazı şeylerde ne kadar ilerlemişsek, bazı şeylerde yerimizde saymışız. Bu da yerimizde saydıklarımızdan. Korkularım var ve ne söyleyebiliyorum ne de çözebiliyorum.

Ne lazım bize?

NOT: 'Zamana bırakalım, haber almayalım birbirimizden diyemeyecek kadar; senin aslında kendine ait bi hayatın olduğunu, her anında olamayacağımı anlayamayacak kadar; bunları yazarken bu saçma sapan yerde ağlayabilecek kadar seviyorum seni.'

Şubat 14, 2011

Hayatımızdaki İLK 14.02

Şimdi bi an "Sevgili Günlük biliyo musun bugün Sevgililer Günü" diye başlıcam zannettim :))))
Karmançorman bi gündü. Küs, kavga et, sinir krizi geçir hatta kendini kaybet kriz anında, duygular çorba gibi olsun bi üzül, bi Gamze'nin soytarılıklarına gül bi de üstüne üstlük katıl :) Bu garip bi duygu arkadaş bende bilemedim :) Ama şimdi iyiyim, enteresan. Ya yok artık tabiki enteresan değil, yamacıma geldi üstelik bi de hediye almış bana kocaman kalbim. Bugün bana bi kere daha gösterdi gönlünün zenginliğini. Hemde beklemediğim şekilde, beklemediğim yüz ifadesiyle. Kurban olurum.
Bu koca yürekli Kocaman Adama ne kadar teşekkür etsem az kalıyo sanki. Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim.
Hayatıma girdiğin ilk günden beri o kadar hissettirdin ki, her an yanımda olacağını, elimi tutacağını, bir an bile beni üzmek istemeyeceğini; şimdi ben kuş kadar hafifim. Biliyosun kanatlarım da var artık. :) Ama ben o kanatları sadece senin yanına uçarken kullanıcam sevgilim, söz veriyorum.

Not: İlerde şöyle yapıcam, 5 yıl sonra bunu yapıcam, 10 yıl sonra hayatım şöyle olcak.... dındındındın... gibi şeyler söylemiyorum da, düşünmüyorum da artık... Tek düşündüğüm bişey var; bu artık benim hayatım değil. Bizim hayatımız. Başbaşa kaldığımız zamanlar dediğin gibi,  'Aramızda kalsın ama Seni Çok Seviyorum.'

Şubat 13, 2011

Gün gelir hesap sorar yaşanmamış duygular..

Düşünürken yakaladım kendimi. Sen olmasaydın, şimdi ben ne yapıyor olurdum acaba diye. Hiçbişey. Belki dışardan bakınca bi sürü şey ama içerde aslında hiçbişey. Sen benim hayatıma başka bişeyler getirdin sevgilim. Tarifi yok, varsa da kolay değil cümle kurup yazabilmek.. Yaşamanın farklı anlamları olduğunu öğrendim. Düzeni, AŞKI, Fedakarlığı, SADAKATİ, Güvenmeyi ve bunun gibi bi sürü şeyi. Kocaman bi kalbin var senin, bugüne kadar hiç rastlamadığım kadar iyilikle dolu. Şaşırıyorum böyle olabilmene. İyiki varsın.
Hayat garip bi çizgi. Hiçbişey belli değil aslında, her yaşadığımız dakika bişeyleri getirip bişeyleri götürüyo bizden. Seni getirdiği güne minnettarım sevgilim. Ama geri götürmesin olur mu benden?
Yanlış zamanları, yanlış insanları, yanlış herşeyi gördüm sevgilim ben. Tek rastladığım doğru sensin. Sen benim ölçümsün. Olmam gereken zaman, durmam gereken yersin. Dur telefonum çalıyo, arayan sensin.

NoT: Çok heveslenip, havuzun içinden yollara baktığın halde ben o yüzme dersine gelmediğim için çok üzgünüm sevgilim. Beni affet, seni seviyorum. .

Şubat 10, 2011

Bütün Ankara Beni Konuşacak :)

Demek "bütün Ankara beni konuşacak" sevgilim :) Hımm.. baya düşündüm gece bunu, artık nası düşündüysem bu saat oldu yanaklarım hala Polyanna pozisyonunda duruyo. Hani şu gülmekten ağzı sürekli gülme pozisyonunda kalan kız.
Bilmiyorum kırıkları onarabiliyo muyum, yapabiliyo muyum işe yarar bişeyler? Ama gerçekten kararlıyım, üzmemeye-üzülmemeye. Böyle çok enteresan şeyler yapmak istiyorum, ama öyle şeyler olmalı ki acayip gülmeliyiz, salaklaşmalıyız. Bi huyum var; salaklaştıran şeyleri seviyorum, bi anda bi değişiklik olup herşeyin başkalaşmasını seviyorum. Evet sevgilim dediğin gibi, tr.msn'de 'nası bi psikopatsınız' testini çözmeliyim :) Yerim seni.
Buraya yazdıklarımın duygulandırdığını söyledin ya artık bu senin gözümdeki zayıf noktalarının baş köşesine kuruldu, bilgine. Hiç olmayacak zaman hemen oturup bişeyler yazmak istiyorum. Ama itiraf etmeliyim ki, nası başlayacağım konusunda baya baya zorlanıyorum. Bütün yazıların sonunda varacağım nokta aynı (Seni Herşeyden Çok Seviyorum) ama işte anlatma şekilleri arıyorum kendimce.
Kocaman Kalbini yediğim, ne geldi aklıma biliyo musun? Tatilde vaytsayda (eminim gülüyosundur böyle yazmama "White Side") gitmiştik; benim ayakkabımın topuk gibi olan bi yeri kopmuştu.. Apar topar çıkmıştık, japon yapıştırıcısı bulmaya, o pembe gömleğini yerim. Büfede bulmuştuk yakın bi yerlerde, ben seke seke beklemiştim yapıştırmanı. Sonra giyip beraber zıplamaya başlamıştık kaldırımda :))) Aklıma geldikçe gülüyorum.

Şubat 09, 2011

GörKemaL oLmamın Sebebi

Nası olcak, acaba gerçekten olabilir miyiz diye düşünürken bi baktım ki 7 ay olmuş. Ne zaman düşünsem aklımda başka başka şeyler canlanıyo. Meğer neler olabiliyomuş insanın hayatında, mucize gibi.. evet mucize O :)
Feysbuku saçma sapan kullandığım zamanlardı.. Aslında görüyodum sürekli ama eklemeye cesaretim yoktu. Ama sürekli aklımın bi köşesinde. Elim gidiyo her seferinde ama olmuyo bi türlü 'Arkadaş Olarak Ekle' ye basamıyorum :) Sanırım şu Secret olayını kullandım ve kendime çektim :) Aslında anlatılması çok uzun, yazarken bile tam birini anlatacakken bi bakıyorum ki bişeyi atlamışım. Ondan böyle detaylı yazmamalıyım.
Neler oldu neler bitti işte:) Burdayız şimdi, mutluyum. Yanlız bu sıralar onu üzüyorum biraz. Hem farkındayım, hem yapıyorum ama bende üzülüyorum, yapmak istemiyorum :( Kendi kendime ne kadar mantıksız olduğunu da söylüyorum aslında ama onun deyimine göre ' Onu çıldırma durumuna sokup kenara çekiliyomuşum ' :) Artık yapmıcam Sevgilim. Seni kaybetmeye hiç niyetim yok.
Ha bu aralar soğuk haliyle, kırdım onu. Masum masum bakıyo görüştüğümüz zamanlar yüzüme, canımdan can kopuyo, fıldır fıldır gözleri kimi zaman çaresizler, işte o zaman ben çıkmaz sokağı sonuna kadar yürüyorum tek başıma. Elimi bile uzatamıyorum 'tut' diye. . Cesaretimi kaybediyorum -ki bayaaa bi vardır o bendee-
Bu sabah uyanır uyanmaz telefona uzandım, gerçi her gün yapıyorum bunu ama bu seferki başka. Telefonuma kaydettiğim mesajlarını bir bir hiç üşenmeden okudum. Bi mutlu oldum anlatamam. Seviyo beni bunu bilmekkkk Tanrımm HarikA''''
E bi de bunun 1 gün öncesi varrr, kafamı tırmalayan sorular ama soramıyorum. Yemin etmiş küçük beyimiz dilinin altında tuttukça tutuyoooo. Normalde hiç bişeyi söylemeden edemez bana :) İşte bu yüzden bende bişeyi söylememişsem bi huzursuz oluyorumm, bi iğrenç oluyorum anlatamammm ! Resmen vicdan yapıyorum, oturup sinirden ağlayasım geliyo, nası yaparım bunu ona diyee ! :) Halbuki o kadar sıradan şeyler kii. 1 gram bile önemi yok hayatımızda. Ama olsun ben dayanamam, söylerim bebeğime işte o kadar . Duuurr unutmadım, laf değişti sanki. Normalde herşeyini söyler bana dedim; kaydım. Bunu söylemiyo arkadaşş ! Neyse takıldı kaldı kafamda, belki bi gün anlatmak ister gelir anlatır bana. Üstüne gitmek yok :)
Geçen gün gazetede birinin röportajını okudum, bi kadının. Babası öğütler verirmiş, 'Erkek adamı sıkmamak lazım, bunalır kaçar vs vs vs' şimdi net değil aklımda. O gün uzuuuunnca düşündüm. Ancak bugün karar verebildim kızın babasının dediklerini uygulamaya koymaya. Ama işte nasıl?

"Her günün akşamında seni çok seviyorum, gece göz kırparken duvarlara seni özlüyor ellerim seni seviyorum sonsuza dek...." yazmışsın sevgilim, 27 Aralık 10, 04.20'de . Yerim ben seni balböceğim.